Türkiye’de son yıllarda artan sokak köpeği saldırıları, hem can güvenliği hem de hukuk düzeni açısından tartışmalara neden oluyor. Bir kişinin sokak köpeği saldırısı sonucu yaralanması veya sakat kalması durumunda, mağdurun hem maddi hem de manevi açıdan önemli hakları bulunuyor.
Sahipli ve Sahipsiz Köpek Saldırılarında Farklı Hukuki Yollar
Saldırının sahibinden bağımsız, sahipsiz sokak köpekleri tarafından gerçekleşmesi halinde sorumluluk kamu kurumlarına ait oluyor. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu uyarınca, sahipsiz hayvanların toplanması, bakımevlerinde barındırılması, aşılanması ve rehabilitasyonu belediyelerin ve valiliklerin görevleri arasında yer alıyor. Bu hizmetin yerine getirilmemesi, “hizmet kusuru” olarak tanımlanıyor ve idare mahkemelerinde açılacak tam yargı davaları ile tazminat talep edilebiliyor. Danıştay kararlarında ise ilçe belediyesi, büyükşehir belediyesi ve valiliğin müteselsilen sorumlu tutulabileceği vurgulanıyor.
Saldırının sahipli bir köpek tarafından gerçekleşmesi durumunda ise Türk Borçlar Kanunu devreye giriyor. TBK’nın 67. maddesi uyarınca hayvanı bulunduran kişi, hayvanın verdiği zarardan doğrudan sorumlu tutuluyor. Bu tür durumlarda Asliye Hukuk Mahkemesi’nde maddi ve manevi tazminat davası açılabiliyor. Ayrıca Türk Ceza Kanunu’nun 177. maddesi, hayvanın tehlike yaratacak şekilde serbest bırakılması halinde cezai yaptırımlar öngörüyor.
Tazminat Kalemleri ve Hesaplama
Mağdurların talep edebileceği tazminat kalemleri arasında tedavi masrafları, ilaç ve hastane giderleri, geçici ve kalıcı iş göremezlikten kaynaklı gelir kaybı, protez veya bakım masrafları, eşya zararları ve yol–refakatçi giderleri yer alıyor. Ayrıca yaşanan acı ve ıstırabın karşılığı olarak manevi tazminat da istenebiliyor. Özellikle kalıcı sakatlık durumlarında tazminat miktarı, aktüeryal hesaplarla ve TRH 2010 yaşam tablosu dikkate alınarak belirleniyor.
Başvuru ve Dava Süreci
Sokak köpeği saldırılarında öncelikle olayın belgelendirilmesi büyük önem taşıyor. Sağlık raporları, polis veya jandarma tutanağı, belediye bildirimleri, kamera kayıtları ve tanık ifadeleri delil olarak toplanmalı. İdareye yapılacak yazılı başvuru ile maddi ve manevi zararların tazmini talep ediliyor. İdarenin 60 gün içinde yanıt vermemesi halinde zımni ret oluşuyor ve bu aşamadan sonra idare mahkemesinde dava açılabiliyor. Sahipli köpek saldırılarında ise doğrudan köpek sahibine karşı tazminat davası açılabiliyor.
Zamanaşımı ve Süreler
Sahipli köpek saldırılarında haksız fiil zamanaşımı devreye giriyor ve mağdur, zararı öğrendiği tarihten itibaren 2 yıl, her hâlde 10 yıl içinde dava açmak zorunda. Sahipsiz köpek saldırılarında ise zararın öğrenilmesinden itibaren 1 yıl, her hâlde 5 yıl içinde idareye başvurulması gerekiyor.
Sokak köpeği saldırıları, yalnızca bireysel sağlık sorunları yaratmıyor, aynı zamanda kamu otoritelerinin sorumluluğunu da gündeme getiriyor. Hukuki düzenlemeler, mağdurların hem maddi hem de manevi zararlarının karşılanmasını güvence altına alıyor. Ancak sürecin doğru işlemesi için delillerin titizlikle toplanması, yasal sürelerin kaçırılmaması ve gerektiğinde profesyonel hukuki destek alınması büyük önem taşıyor.